11 Ara Mavi Heves
Mavi Heves: Sualtı Fotoğrafçılığı
İlk sualtı fotoğrafçısı olan Bruce Mozert ilk çekimlerini 1938’de gerçekleştirmiş. Bizler tek kanallı Tv yayınlarının çocuklarıydık ve Kaptan Cousteau’un belgeselleriyle büyüdük. Deniz çocuğuyduk üstelik. Çanakkale’nin sahil şeridinde oyunlarımıza hep denizi de ortak ettik. Su altı dünyasını bröveli dalıcılar olarak keşfedeli 15 yıl geçmiş aradan. Aletli dalış, serbest dalış, sualtı fotoğrafçılığı son on beş yıl içindeki heveslerimin doruk noktası oldu. Kısacası bu mavi hevesler beni çepeçevre sardı. Yaşam biçimim; odak noktalarım oldular.
Bundan yaklaşık 5-10 yıl önce sualtı fotoğrafçılığı çok pahalı bir uğraştı, üstelik ekipmanları da daha teferruatlıydı. Sualtına DSLR makinelerinin yaygın olarak indirilmesi ile (Housing dediğimiz kılıflarla) bu kategorideki fotoğrafçılık yaygınlaştı. Biz de bu muhteşem dünyayı paylaşabilen azınlıktan biri olduk.
Sualtı fotoğrafçısı olabilmenin ilk şartı iyi bir dalıcı olmaktır. Su altı dalışlarının gerçekleştirilebilmesi için balıkadam brövesinin alınması gerekmektedir. Balıkadam brövesi TSSF’ye (Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu) bağlı kulüplerin verdikleri eğitim ve sınav sonrası alınabilmektedir.
İyi bir dalgıç olduktan sonra da zorluklar bitmiyor. Bolca ağır yükünüz olacağı için daima kondisyonlu olmalısınız.
Suyun alından da sualtı fotoğrafçısını bekleyen zorluklardan biri partikül, diğeri de korozyondur.(Ekipman her dalıştan sonra bol tatlı su ile yıkanmalıdır.) Partikül uzun flaş açılarının doğruluğu ve doğru palet vurmayı bilmek önemlidir.
Bir başka sorun da basınç altındaki ekipmanın sızdırmazlığını kontrol etme ve hausing akvaryum olmasını önleyebilmek için sık sık ve ayrıntılı kontroller yapmaktır. (Yağlama, temizleme vs.)
Işık kaybını önlemek için mümkün olan önlemleri göz önünde bulundurmakta yarar var. Öncelikle çok gerekmedikçe çok derine inilmemelidir. Sığ sularda renk kaydı daha azdır. Yine gün içinde dalış planı güneşli öğle saatlerine alınırsa daha uygun olur. Flaş kullanımı ve filmin hızı da diyebileceğimiz makinemizin asa değerinin ortam ışığına göre uygun aralıkta olması gerekir. Bir başka püf noktası da fotoğrafını çekeceğimiz cisme olan yakınlığımızdır. Olabildiğince yakın çekim hem ışık kontrolünü hem de partiküllerin araya girmemesi adına önemlidir.
Geniş açı fotoğraf için sualtında pek çok bilinen teknik var ancak ben en çok “su kesiti” denen tekniği seviyor ve uyguluyorum.
Bence geniş açıda en önemlisi modelle fotoğrafçının uyumudur. Modelinizle su altında anlaşıp kompozisyonu kurgulamak için hem önceden bir planlama yapmalısınız hem de gerektiğinde aranızda belirleyeceğiniz özel işaretlerle anlaşmanız gerekebilir.
Sualtındaki canlıları anlamak içinse oldukça çok araştırmacı olmalısınız. Aslında her şeyden daha önemlisi canlıları tanımaktır. Ki bu oldukça zaman alan bir süreçtir. En az donanımınızı tanımak kadar önemlidir. Bazen canınızın sağlığı açısından ekipmanı tanımaktan bile daha önemli olabilir.
Önce sağlıklı bir dalış esastır, ardından çok renkli ve pırıl pırıl fotoğraflar diliyorum.
Sevgilerimle…